Bediüzzaman Said Nursi “Mehdi geldiğinde bütün mezhepleri kaldıracak” diyor.

Sayın Adnan Oktar'ın 11 Şubat 2018 tarihli A9 TV röportajından


ADNAN OKTAR: “Mehdi (as) geldiğinde ben vefat etmiş olacağım” diyor “mezarımdan tebrik edeceğim” diyor Bediüzzaman. “Benden sonra gelecek hem en büyük bir müceddit, hem en büyük bir müçtehit, hem hakim, hem Mehdi, hem mürşit, hem Kutb-u Azam olarak bir zat-ı nuraniyi gönderecek” yani Hz. Mehdi (as)’ı “o da Ehlibeyt-i Nebevi’den olacaktır” diyor. Hz. Mehdi (as) tüm mezhepleri birleştirecek, kendisinin gösterdiği yolda insanlar ilerleyecekler. Bediüzzaman Şafi, Şafi mezhebine uyuyor. Ama “Hz. Mehdi (as) geldiğinde en büyük müceddit ve en büyük müçtehit olacak bütün mezhepleri kaldıracak” diyor. Ve “hakim olacak” diyor hakim. Bediüzzaman rahmetli hep mahkumdu “o hakim olacak” diyor.

OKTAR BABUNA: “Hiçbir cihette onun gibi olamam” diyor.

ADNAN OKTAR: Tabii. Bak “en büyük kumandan” diyor. “Onun devrinde bütün İslam aleminin orduları birleşecek, dünyanın en büyük ordusu olacak” diyor. “Ve İsa Mesih (as) gökten inecek Hristiyan aleminin başına geçecek, Hristiyanları İslam dinine davet edecek ve hepsi Müslüman olacaklar” diyor. “Mehdi (as) üç vazifenin üçünü de ve mükemmel yerine getirecek” diyor. “Ben bir vazifeyi yapabildim” diyor. “Diğer Mehdiler de bir vazifeyi yapabildiler” diyor “bir cihette yaptık” diyor bir cihette “o her cihette ve üçünü birden yapacak” diyor. “Darwinizm’i, materyalizmi ortadan kaldıracak, birinci görevi bu olacak” diyor. “O eşahsı harika çıktığı vakit kendisi de bidayeten kendisini bilmez” diyor. “Yakın talebeleri, seçkinler onu imanın nuruyla tanırlar” diyor. Hz. İsa Mesih (as) için de, Hz. Mehdi (as) için de. “Bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar ise Hz. Mehdi (as)’ın şakirtleridir” diyor. Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sayfa 90’da. Bak 1936’da bunu söylüyor. 2036’larda tamamen bitmiş olacak, inşaAllah. “71’de fecr-i sadık başladı veya başlayacak. Eğer bu fecr-i kazip de olsa 30-40 sene sonra Mehdi (as) çıkacak” diyor.

OKTAR BABUNA: Seyit Salih Özcan, Hocamız’a “Ben göremeyeceğim ama sen göreceksin” demiş. O da “ben gördüm tekrar göreceğim” demişti, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Evet “ben gördüm Mehdi (as)’ı” dedi “tekrar göreceğim inşaAllah” dedi.

Sungur Ağabey de konuşuyorduk birdenbire “Bediüzzaman, ‘sen göreceksin’ dedi bana” dedi. Biz de talebelerine dedik ki “duydunuz değil mi?” dedik “evet duyduk” dediler her beraber.

Bediüzzaman diyor ki “Hatta Hz. İsa (as) gelir Hz. Mehdi (as)’a namazda iktida eder tabi olur. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) öncülüğünde Hristiyanlarla Müslümanların birleşmesine işaret eder aynı zamanda” diyor. “Ve hakikati Kuraniye’nin matbuiyetine” asıl olduğuna yani Kuran’ın asıl olduğuna “ve Kuran’ın hakimiyetine işaret eder” diyor. Şualar, 5. Şua’da. Bak “hakiki beklenilen” hakiki beklenilen uydurma değil hakiki beklenilen “ve bir asır sonra gelecek o zat” diyor, hicri 1400’ler. “İstikbali dünyeviyede 1400 sene sonra gelecek bir hakikati sahabeler asırlarında karip (yakın) zannettiler” diyor. Ve Resulullah (sav)’in vefatından sonra safların arasında Hz. Mehdi (as)’ı arıyorlar. “Halbuki 1400 sene sonra gelecek” diyor. Bak çok net tarih vermiş 1400. “Ta ahir zamanda hayatın geniş dairesinde Risale-i Nur’un asıl sahipleri yani Mehdi (as) ve şakirtleri” diyor “Cenab-ı Hakk’ın izniyle gelir o daireyi genişlettirir, o tohumlar sümbüllenir, biz de kabrimizden seyredip Allah’a şükrederiz” diyor. “Fakat o ileride gelecek acip (hayret uyandıran) şahsın bir hizmetkarı ve bu acip şahsın bir dümdarı, ona yer hazır edecek bir dümdarı ve o büyük kumandanın” diyor “o büyük kumandanın.” Şahs-ı manevi kumandan olur mu? “O büyük kumandanın pişdar bir neferi, öncü bir askeri olduğumu zannediyorum” diyor Bediüzzaman. “Ahir zamanda gelecek müceddidi ekber (en büyük müceddit) manayı işari ile haber veriyorlar. Fakat o gelecek zatın ve cemiyetinin üç vazifesinin en ehemmiyetlisi” diyor, işte Darwinizm-materyalizmi yok etmek, iman hakikatlerini anlatmak, Kuran mucizelerini anlatmak. Bediüzzaman hiç girmemiş Darwinizm’e, hiç ağzına dahi almamış. Direkt Hz. Mehdi (as)’a bırakıyor. “Hz. Mehdi (as) darmadağın edecek” diyor “en ehemmiyetli vazifesi budur” diyor. “Ahir zamanda gelecek o eşahsın en mühim vazifesi, en mühim meselesi Darwinizm’i materyalizmi yok etmek olacak” diyor. Ondan sonra diğer konulara geçiyor onları anlatıyor.

“Fakat çiçekler baharda gelir. Öyle kutsi çiçeklere zemin hazır etmek lazım gelir. Ve anladık ki biz bu hizmetimizle o nurani zatlara” yani Mehdi (as) ve talebelerine “zemin izhar ediyoruz” zemin hazırlıyoruz diyor. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi 189’da)

“Ahir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hakim, hem mehdi, hem mürşid, hem kutb-u azam olarak bir zat-ı nuraniyi gönderecek o zat da Ehl-i Beyt-i Nebevi’den olacaktır.” Yani seyit olacaktır diyor. Birçok müceddit, Mehdi (as) gelmiştir diyor. Ama bunlar hep bir görev yapabilmişlerdir diyor. “Ve bir cihette yapabilmişlerdir” diyor. “Ben de bir görevi bir cihette yapabildim. Ama ahir zamanda gelecek o büyük mücedditi üç görevi bihakkın tam anlamıyla üçünü birlikte yapacak” diyor. O yüzden büyük Mehdi’dir diyor. Tüm dünyada İslam birliğini oluşturtuyor Mehdi (as). Bediüzzaman zamanında “deccal hakim oldu” diyor Bediüzzaman. Hapislerde geçti ömrü mübareğin bir nevi Mehdi’dir doğru ama “ahir zamanın büyük Mehdi’si unvanını hiçbiri alamamıştır” diyor Bediüzzaman.  “Sonra gelecek o zat bunu alacaktır” diyor. “Risale-i Nur’un gerçek sahibi Mehdi (as)’dır” diyor. Zaten söylüyor “bana onun için kitap yazdırıldı” diyor. “Mehdi (as)’a aittir Risale-i Nur” diyor. “Gerçek sahipleri Mehdi ve şakirtleridir Risale-i Nur’un.” Demek ki öbürleri pek kullanamayacaklar. Pek samimi yaklaşmayacaklar bir kısmı. Bediüzzaman Risale-i Nur’da altmış üç kere Mehdi (as)’nin bir şahıs, bir zat olduğunu altmış üç kere vurguluyor.

BÜLENT SEZGİN: Bediüzzaman talebeleri de “Nur talebesi olmayacak” diyor. 

ADNAN OKTAR: Evet.

Peygamberimiz (sav) Mehdi (as)’ı çok geniş, detaylı tarif etmiş. İnkar edebilecekleri gibi değil. Kaşını, gözünü, zamanını, vaktini, dış dünyadaki alametlerini, bedenindeki alametlerini hepsini belirtmiş. Ama bak Sungur Ağabey dedi ki ben camide karşılaştığımda. “Ağabey Nur talebesi mi olacak, Bediüzzaman ne dedi bu konuda?” dedim. “Nur talebesi olmayacak” dedi. Hayret ettim. Hiçbir Nurcu bunu demez. “Peki Ağabey nasıl olacak o zaman, nasıl olabilir ki?” dedim. “Bediüzzaman bambaşka olacak dedi” dedi. Böyle elini açarak “bambaşka” Ne Nurculara benziyor, ne Süleymancılara hiç kimseye benzemeyecek o anlamda. Bambaşka dediği o. Ama hayret Bediüzzaman’ın ona öyle bilgi vermesi. Kim bilir başka neler dedi? Bende de öyle bir özellik var. Utandım başka soru soramadım. Keşke sorsaydım başka şeyler de. O an heyecanlandım aklıma da gelmedi başka soru sormak.

“Mehdi’nin üç büyük vazifesi olacak” diyor Bediüzzaman. “Birincisi: Fen ve felsefenin tasallutuyla ve maddiyun ve tabiyyun taunu, beşer içine intişar etmesiyle” yani Darwinizm’in ve materyalizmin bütün kainatta yayılmasıyla. Okullarda, üniversitelerde yayılmasıyla. “Her şeyden evvel felsefeyi ve maddiyun fikrini” yani Darwinizm, materyalizm fikrini “tam susturacak bir tarzda imanı kurtarmaktır.” Dümdüz edecek diyor Darwinizm’i. “Ve ehl-i imanı dalâletten muhafaza etmek.” İşte homoseksüellikten, Darwinist olmaktan, materyalist olmaktan, İngiliz derin devletinin eline düşmekten, sapıtmaktan, Kuran'ı yetersiz görmekten. Birçok şey yani say say bitmez. “Ehl-i imanı dalaletten muhafaza etmek ve bu vazife hem dünya, hem her şeyi bırakmakla, çok zaman tetkikat ve meşguliyeti iktiza ettiğinden” bak bu vazife diyor Darwinizm ve materyalizmle mücadele etme “hem dünya, hem her şeyi bırakmakla, çok zaman tetkikat ve meşguliyeti iktiza ettiğinden” çok fazla araştırma gerektirdiğinden “Hazreti Mehdi’nin, o vazifesini bizzat kendisi görmeye vakit ve hal müsaade edemez. Çünkü hilafeti Muhammediye İslam’ın esasları cihetindeki saltanatı, onunla iştigale vakit bırakmıyor.” Vakti dar olacak diyor. “Herhalde o vazifeyi ondan evvel bir taife bir cihette görecek. O zat” şahsı manevi demiyor bak “o zat, o taifenin” o topluluğun “uzun tetkikatları” ve araştırmaları, incelemeleriyle “yazdıkları” yani Darwinizm’le ilgili yapılan bilim adamlarının yaptıkları araştırmaları “kendine hazır bir program yapacak.” Onlarla kitaplar yazacak, CD’ler hazırlayacak. “Onunla o birinci vazifeyi tam yapmış olacak.” Yani Darwinizm’i yenme vazifesini tam yapacak. “Bu vazifenin istinad ettiği (dayandırdığı) kuvvet ve manevi ordusu, yalnız ihlas” yani samimiyet “sadakat” çok sadıklar ayrılmıyorlar yani münafık çıkmıyor. “Ve tesanüd” ittifak, birbirleriyle dayanışma “sıfatlarına tam sahip olan bir kısım şakirdlerdir.” Hepsi değil. Şakirdlerin bir kısmı Darwinizm’in, materyalizmin yıkılması konusunda Mehdi (as)’a yardımcı olacak diyor bir kısmı. Şakird dediği öğrenciler. “Ne kadar da az da olsalar” diyor. Sayıları çok azdır diyor. “Manen bir ordu kadar kuvvetli ve kıymetli sayılırlar.” Müthiş güçlü olacaklar diyor. Dünyayı dize getirecekler Darwinizm konusunda diyor. İkinci vazifesi, üçüncü vazifesi diye anlatıyor Bediüzzaman.

OKTAR BABUNA: Sungur Ağabey siz göstermiştiniz bir toplantıda kıyametin tarihlerini veriyor. O bölümü yayınlamıyorlardı. Siz yayınladınız sonra.

ADNAN OKTAR: Onu göstersene.

VTR: Sungur Ağabey Kıyametin Hicri 1545’te (Miladi 2120) Kopacağını Anlatıyor

ADNAN OKTAR: Son asırda olunca Mehdi (as)’ın başka çıkacak vakti yok. Son asır. Bu asırda çıkması gerekiyor. İslam’ın da bu asırda hakim olması gerekiyor. Net Sungur Ağabey söylüyor.